NETForumlari.Com - Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu  

Geri git   NETForumlari.Com - Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu > NF - Yaşam ve Eğlence > Sağlık > Kalp Hastalıkları

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 25 Ekim 2023, 20:30   #1
 
DaDaSKiZi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Üyelik Tarihi: 25 Ekim 2023
Üye No: 35
Mesajlar: 145
Nerden:
Meslek:
Aldığı Beğeni: 25
Beğendikleri: 11
@DaDaSKiZi
Standart KaLp hastalıkları

Bazen kalbi besleyen damarlarda ya da kapaklarında, bazen de kalbin hiç beklenmedik bir yerinde oluşan küçük bir sorun hayatınızı etkiler, hatta kimi zaman belirler.

Yarattığı ciddi sonuçlar itibariyle, erken teşhisi çok önemli olan kalp hastalıkları arasında en sık görülenler ve tedavi yöntemlerine buradan ulaşabilirsiniz:

Kalp Nerede?
Kalp, bir pompa gibi, kanı dokulara dağıtma görevi gören, yoğunlukla kas ve bağ dokusundan oluşan, yaklaşık yumruk büyüklüğünde bir organdır. Kalp göğüs kafesinin altında, diyaframın üzerinde akciğerlerin arasında sol tarafa biraz daha yakın bir konumdadır.

Kalp Damar Hastalıklarında Ortaya Çıkan Önemli Durumlar
Kalp damar hastalığı 4 farklı şekilde kendini belli ediyor
Kalp Krizi
Kalp krizi, kalp damarının aniden tıkanması sonucu oluşuyor. Toplumda yıllık görülme yüzdesi 0.6’dır. Kalp krizi belirtileri arasında;

hastanın göğsünde yanma, baskı ve sıkışma hissi bulunuyor. Bu şikayetlerin çeneye ve kollara doğru yayılması da söz konusu olabiliyor.
Bulantı ve kusmaya soğuk terlemenin eşlik etmesi tanının güçlenmesini sağlıyor. Şikayetler aniden başlıyor. Hastanın bulunduğu yerden, zamandan ve aktivitesinden bağımsız gelişiyor.
Şikayetler 30 dakikadan fazla sürüyor. Bu durumdaki kişilerin, derhal bir ambulansla en yakın kalp merkezi veya hastanenin acil servisine götürülmesi gerekiyor.
Hayati tehlike söz konusu olduğu için bu durumda en etkili müdahale, hastanelerde yapılabiliyor. Ancak riski büyük olsa da, her kalp krizi ölümle sonuçlanmıyor.
Kalp Krizi Öncesi Durum
Pıhtı tarafından tıkanmaya meyilli, tıkanan, kendiliğinden açılan kalp damarı bulunuyor. Bu durumun yarattığı şikayetler kalp krizi ile aynı. Ancak şikayetlerin şiddeti daha az olabileceği gibi, şikayetlerin süresi de gün boyu devam edebiliyor. Bu durum acil müdahale gerektirdiği için hastaların en yakın acil servise götürülmesi öneriliyor.

Egzersizle gelen göğüs ağrısı: Herhangi bir iş yaparken gelen baskı şeklindeki göğüs ağrısı da, kalp damar hastalığının belirtilerinden biri.

Yürürken, merdiven ve yokuş çıkarken, yemek sonrası veya soğuk havalarda yürürken göğsünüzde baskı, yanma, ağırlık hissi oluşabiliyor. Bu ağrının özelliği yürümeyi bıraktığınız an azalması ve kendiliğinden (5 dakikadan kısa bir süre içerisinde) kaybolmasıdır

Bazı durumlarda ise bazen sol omuz, sol kolun iç kısmı, boyun ya da alt çene ve sırttaki kürek kemiklerinin arasına da yayılabilmesi veya öncelikle bu bölgede hissedilebilmesidir. Nedeni ise, kalp damarınızda yavaş yavaş oluşan daralmadır. En kısa sürede hekime başvurarak uygun tedavinin başlanması çok önemlidir.

Ani Ölüm
Beklenmedik bir şekilde şikayetlerin başlamasından sonraki 1 saat içinde gerçekleşen ölüm olarak tanımlanıyor. Tüm ölümlerin yüzde 12’si ani ölüm şeklinde gerçekleşiyor. Ani ölümlerin yarısı da kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerle ortaya çıkıyor. Özellikle de kalp krizinin payı oldukça yüksek.
Kalp kriziyle sonuçlanan hastalığın belirtilerinin başında birden başlayan göğüste baskı, yanma, ağırlık ve sıkıntı hissi geliyor. Sonrasında bunlara soğuk terleme, bulantı ve kusma eşlik edebiliyor. Maalesef ki, bu hastaların yarısı hastaneye ulaşamadan hayatını kaybediyor.

Ani ölüm dışında, koroner kalp hastalıkları tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de ölüm nedenleri içinde ilk sırayı alıyor.

Kalp Hastalıkları Risk Faktörleri
Kalp damar hastalıkları rastlantısal bir şekilde oluşmuyor. Bazı risk faktörlerinin sonucunda ortaya çıkıyor. İşte bu risk faktörleri kontrol altına alınmadığı sürece herhangi bir inceleme normal çıksa bile (buna anjiyografi dahil) kalp krizi riski ortadan kalkmıyor.
Tansiyon Nedir?
Tansiyon (Kan basıncı) kanın atardamar duvarına yaptığı basınç olarak tanımlanabilir.

Tansiyon hastalığının yüzde 95’i genetiktir. Ancak hasta, genetik olarak eğilimli doğduğu bu hastalığın başlangıç sürecini belirleyebiliyor. Yaşam tarzına bağlı olarak bu süreci erteleyebiliyor ya da tam tersi öne alabiliyor.

Tansiyon, damarlardaki kanın ‘hızlı ve şiddetli’ akması anlamına geliyor. Bu hızlı akan kan; beyin, böbrek ve kalp gibi organları beslerken hasara uğratıyor. Zaman içerisinde de birden ortaya çıkan felç, kalp krizi ve böbrek yetersizliği şeklinde çeşitli organ hasarlarına neden olabiliyor.
Kan Basıncı İki Değer ile İfade Edilir
Büyük veya sistolik tansiyon kanın aort damarına ilk atıldığı andaki basınçtır.
Küçük veya diastolik tansiyon ise kan vücuda dağıldıktan sonra damar duvarında yarattığı basıncı ifade eder.
Normal Tansiyon Kaç Olmalıdır?
Büyük tansiyonun 120 mmHg ve altı, küçük tansiyonun ise 80 mmHg ve altındaki değerleri normal kan basıncı olarak tanımlanır. Ancak yaşla birlikte atardamardaki sertlik artıyor ve kanın akışı hızlanıyor. Sonuçta, tansiyon yükselmiş oluyor ve hipertansiyon oluşuyor.

Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Nedir?
Kan basıncının 140 /90 mmHg ve üzerinde olması ise Hipertansiyon anlamına gelmektedir.

Hipertansiyonun Belirtileri Nedir?
Kan basıncının 140 /90 mmHg ve üzerinde olması ise Hipertansiyon anlamına gelmektedir.

Hipertansiyonun Belirtileri Nedir?
Hipertansiyon ne yazık ki sıklıkla belirtisiz seyretmektedir, bu nedenle “sessiz katil“ olarak da tanımlanmaktadır.
Bazı insanlarda ise özellikler ensede daha belirgin hissedilen baş ağrısı, burun kanaması, nefes darlığı veya çarpıntı gibi belirtilere yol açabilir.
Uzun yıllar belirtisiz seyreden tansiyon yüksekliği inme, kalp krizi, kalp yetersizliği gibi ciddi rahatsızlıkların nedeni olabilir.
Yaşla birlikte herkesin kan basıncı yükselecektir, bu nedenle en doğru yaklaşım şikayet olmasa bile herkesin özellikle 40 yaş üzerinde yılda en az bir kez tansiyon ölçtürmesidir.
Düşük Tansiyon (Hipotansiyon) nedir?
Düşük Tansiyon (Hipotansiyon) nedir?
Hipotansiyon veya düşük tansiyon ise kan basıncı değerlerinin büyük için 90 mmHg, küçük tansiyon için 60 mmHg altında olmasıdır. Hipotansiyon sebepleri basit susuzluktan ciddi dahili veya cerrahi rahatsızlıklar gibi geniş bir yelpaze oluşturur.

Genç yaş grubunda, özellikle de menopoz öncesi kadınlarda herhangi bir hastalığa bağlı olmaksızın da düşük tansiyon bulunabilir.

Düşük Tansiyon Belirtileri Nelerdir?
Genel olarak şikayete yol açmayan bir durum olarak kabul edilmekle birlikte bazı insanlarda göz karaması, halsizlik, baygınlık gibi belirtilere yol açabilir. Düşük tansiyonun tedavisi eksik olan sıvının yerine konmasıdır, ek olarak altta yatan nedenin saptanması ve tedavi edilmesi de gereklidir.
Yüksek Tansiyon Kalbe Nasıl Zarar Veriyor?
Yüksek basınca maruz kalan damar duvarı hasara uğruyor ve kandaki yağ partiküllerinin damar yüzeyine sıvanmasına ve birikmesine sebep oluyor. Zaman içerisinde bu birikim kalp damarlarında darlığa veya aniden tıkanmaya yol açabiliyor.

Vücudun motorunun kalp olduğu düşünülürse, yüksek tansiyonun bu motoru sürekli yüksek devirde çalıştırması anlamına geliyor ki, bu da uzun vadede kalbin zarar görmesine neden oluyor.

Hipertansiyon Ayrıca;
Damar iç yüzeyindeki genişlemeyi azaltıyor,
Hücrelerde yağ birikimini kolaylaştırıyor,
Kandaki akışkanlığı bozuyor,
Kireçlenmeyi artırıyor,
İstenmeyen hücre ve pıhtı birikimini kolaylaştırıyor

Yüksek tansiyon vücutta bu gibi değişikliklere neden olsa da, tansiyon hastalarının yüzde 50’si böyle bir hastalığı olduğunu bilmiyor. Çünkü yüksek tansiyon bu hastalarda şikayete neden olmuyor.

Tansiyon Nasıl Düşürülür?
Yüksek tansiyonun oluşturabileceği kalp hastalığı gibi risk faktörlerini ortadan kaldırmak için tansiyonun istenen düzeylere çekilmesi gerekiyor. Tansiyonu istenen düzeylere çekmek hasta ve hekimin işbirliği ile gerçekleştirilebiliyor.

Büyük tansiyonu 120-150, küçük tansiyonu 80-90 arasında seyreden bireylere öncelikle yaşam tarzı değişikliği öneriliyor. Tansiyonu 2-3 kez 160 mmHg üzerine çıkan hastalara doğrudan tansiyon ilacı başlanıyor. Ancak bu hastaların yaşam tarzı değişikliğini mutlaka benimsemeleri gerekiyor.

Kilo verme, yaşam tarzı değişikliğinde çok önemli bir etken. Verilecek her 10 kilo başına büyük tansiyonda 20 mmHg’lık bir düşüş sağlama olanağı bulunuyor. Meyve sebze ağırlıklı beslenme ile 8 mmHg, tuz kısıtlaması ve fiziki aktivitenin artırılması ile 8’er mmHg’lık düşüş sağlanabiliyor
Yine alkol alımının kısıtlanması ile 5 mmHg’lık bir düşüş sağlanabiliyor. Tansiyon ilacı başlandıysa hastanın bu ilacı ömür boyu kullanması gerekiyor. Yapılan çalışmalara göre; tedaviyle büyük ve küçük kan basınçları 13 ve 6 mm Hg düşürüldüğünde inme riskini yüzde 38, koroner olayları ise yüzde 16 oranında azaltmak mümkün oluyor.

Tansiyon ilacı başlandıysa hastanın bu ilacı ömür boyu kullanması gerekiyor.

 
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı